Anasayfa / Makaleler / ZAMANSIZ GİTMEK ANCAK BU KADAR OLUR…

ZAMANSIZ GİTMEK ANCAK BU KADAR OLUR…

(Article 118-19.12.2016)

Bugün çok değerli bir dostumu, kardeşimi, arkadaşımı kaybettim!

Enver Zelzele…

Daha yapacak çok işi varken, genç yaşta hayata gözlerini yumdu ve aramızdan ayrılıp Hakkın rahmetine kavuştu.

Hayatta kendime örnek aldığım birkaç insan vardır. Bunlardan birisi de Korkmaz Zelzele idi. Enver’in babası…

1984 yılında İngilizce dil eğitimi için Londra’ya gidecektim. Yazlık komşumuz ve hemşerimiz olan rahmetli Korkmaz amca ve yine kısa bir süre rahmetli olan eşi Aysel teyze bize uğramışlardı. Benim birkaç gün sonra Londra’ya gideceğimi duyunca, Korkmaz amca beni yanına çağırdı ve şu cümleyi söyledi; “Bak oğlum, yurtdışına boş gidip boş gelme. Yerde bir cıvata görsen eline al incele. Her şeye dikkatle bak dolu dolu gel!

Dediğini aynen yaptım. Onun sözleri kulağıma küpe olduğu gibi sonraki yaşantımı da şekillendirdi. Çalışma sahamla ilgili olsun veya olmasın hemen her şeye dikkat ederim. Bir iktisatçı olmama rağmen, çok farklı konularla ilgilenmemin nedeni tamamen bu özelliğimden kaynaklanıyor.

Hakkında üç beş cilt kitap yazılabilecek kim vardır?” diye sorsalar, söyleyeceğim kişilerin başında hiç şüphesiz Korkmaz Zelzele gelir. Müthiş bir kıvrak zekâ, ileriyi görme yeteneği, inanılmaz bir esnaf ve dillere destan pazarlık özelliği.

Babam, Korkmaz amcayı çok sever, bana hep örnek gösterir ve “Oğlum bak! Korkmaz amcanın konuşmalarına dikkat et. Nasıl pazarlık yaptığını iyi öğren” diye sık sık yanında götürürdü.

1981 yılıydı. Sanıyorum Laleli’de İGS mağazasında alışveriş yapıyoruz. Babam, ben ve Korkmaz amca. Bayağı bir ürün beğendikten sonra sıra hesabı ödemeye geldi. İGS’de pazarlık yapmak ne mümkün, etiket neyse o. Fakat bu kural Korkmaz Zelzele için asla geçerli değildir. Korkmaz amca pazarlık yapmaya başladığı anda içinden birdenbire farklı bir insan çıkar, pazarlık yaptığı kişiyi sözleriyle yerden yere vururdu. Alınan ürünlerin toplamı örneğin 20 bin lira ise, eline bir kalem alır, burnunun üzerine yarım düşmüş gözlüğünün üstünden tezgahtara pis pis bakar ve 20 binin üzerini çizip “aslında bu kadar da etmez ama hadi bunu veriyorum” der gibilerinden 10 bin yazardı. Tezgahtar “Korkmaz bey! vallahi olmaz, indirim yapmamız mümkün değil” şeklinde yemin billah ederken, Korkmaz amca; “sen yetkili değilsen git müdürünü çağır” diyerek adamı eziklemeye başlar, eğer adam kazara “ben zaten mağazanın müdürüyüm” derse, bu defa da “o zaman sen git patronun gelsin” derdi. İşin sonunda hiç almazsak %20-30 indirim alır, mağazadan çıkardık.

Aynı yıllarda Fındıkzade’de bulunan İyibaş mobilya mağazasına gidip, 100 liralık eşyaya 20 lira teklif ettiğimizi, mağaza sahibinin bizi kapı dışarı etme girişimine Korkmaz amcanın tüm gücüyle direndiğini ve sonuçta 30 liraya el sıkıştığımızı da çok iyi hatırlıyorum.

Korkmaz amca, hesabını kitabını çok iyi bilen müthiş bir insandı. Dünyada onun eşi benzeri olmadığı gibi bir benzerinin geleceğini de asla düşünmüyorum.

Oğulları Erdal ve Enver’de onun yolundan gitti. Babalarını örnek aldılar. Çok güzel işler yaptılar. Babalarının arkasından kötü birer evlat olarak asla anılmadılar, ticari yaşamlarında kimseye zarar vermediler.

Bugün rahmetli olan çok sevdiğim kardeşim Enver’e gelince o bambaşkaydı. Kilisli olmaktan gurur duyan, babasından daha fazla Kilisli olan, konuşurken lafını sözünü esirgemeyen çok samimi ve içten bir insandı. Hanımına değer verir, çocuklarının üzerine çok düşerdi.

Çok zamansız gitti ve maalesef bu ani gidişiyle bizleri inanılmaz derecede üzdü.

Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun.

DR.Mehmet Hakan Sağlam

Bunada Bakın

SİZLER; MUSTAFA KEMAL’İN DEĞİL ASKERLERİ, İTİNİN PİSLİĞİ BİLE OLAMAZSINIZ…

(Article 258 – 05.09.2019) Son dönemde Türkiye’de yaşanan bazı olaylar toplumun giderek kutuplaştığını ve bu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hacker Blog Hack Haber