Anasayfa / Makaleler / BEYNİ İĞDİŞ EDİLMİŞ MANKURTLAR SÜRÜSÜ…

BEYNİ İĞDİŞ EDİLMİŞ MANKURTLAR SÜRÜSÜ…

(Article 151-16.04.2017)

Taraf Gazetesi’nde 20 Ocak 2010 tarihinde Mehmet Baransu, Yasemin Çonfar ve Yıldıray Uğur imzasıyla bir haber patlatılmış ve Türkiye’nin gündemi bir anda değişivermişti.

O yıllarda muhafazakâr kesimce Mehmet Baransu’ya hiç kimse toz kondurmuyor, Uğur Dündar, Can Dündar ve Emin Çölaşan gibi sözüm ona “kaşarlanmış” gazeteciler ise pozisyonlarını belirlemeye çalışıyorlardı.

Baransu, bir turist gibi elinde valizler dolusu belgeyle DGM ve Ağır Ceza mahkemeleri önünde fink atıyor, cemaate mensup hakim ve savcılarca korunup gözetiliyordu.

Taraf gazetesinin manşetinde yer alan habere göre, Ordu içindeki bir grup üst rütbeli subay 2002’de AK Parti’nin iktidara gelmesini takiben ayrıntılı bir darbe planı hazırlamıştı. “Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan cuntasının 2003 yılındaki darbe planlarını ele geçirdik” şeklinde manşet atan Taraf gazetesinin haberine göre 29’u general 162 subayın katıldığı bir toplantıda, 12 Eylül’ün emsal alındığı bir darbe planı hazırlanmış ve adına da “Balyoz denilmişti. Bu eylem planında halkın kanının akıtılması ve Türkiye ile Yunanistan’ın savaşa sokulması amaçlanmıştı.

Çarşaf ve Sakal kodlu eylem planlarına göre ise darbe ortamı yaratmak amacıyla Fatih ve Beyazıt camilerinin Cuma günü bombalanması planlanmıştı. Saldırı ayrıntılarının yer aldığı krokilerde öfkeli kalabalığın, bombalama olayı sonrasında avluda toplanması hedefleniyor, panik havasının iki kamera ile görüntülenmesi ve halkın öfke ile sokağa çıkıp taşkınlık yapması öngörülüyordu.

Yüzbaşı H.T. komutasındaki 9 kişilik eylem timi, cep telefonu düzenekli bombayı cemaate en yakın ayakkabılığa yerleştirecek ve cuma namazının farzının kılınmasını takiben patlatacaktı. Bölgedeki ajanlar da provokasyon yapıp halkı galeyana getirecekti.

Beyazıt Camii’ne yönelik Sakal Eylem Planı’na göre patlayıcı bir çantaya yerleştirilecek ve şadırvana bırakılacaktı. Jandarma Binbaşı H.Ö. komutasındaki tim ise Cuma günü ezandan 10 dakika önce bombayı patlatacaktı.

Çarşaf Planı Fatih camiini, Sakal Planı ise Beyazıt camiini hedef alıyor ve her iki planda da aynı keşif taarruz ve tahrip talimatları yer alıyordu.

Baransu tarafından savcılığa teslim edilen 5000 sayfalık belgelerde Fatih ve Beyazıt camilerinde gerçekleştirilecek bombalı saldırıların detayları şu şekilde belirlenmişti;

“Keşif Emniyet Timi tarafından faaliyetten bir hafta ve bir gün önce Cuma namazı vaktinde yapılan keşif neticeleri Keşif Emniyet Tim Komutanı tarafından Ekip Liderine bildirilecek ve hedef bölgesindeki son değişikliklere göre faaliyet planı güncellenecektir. Faaliyetten bir saat önce bölgenin son keşfi yapılacak, faaliyeti etkileyebilecek herhangi bir husus varsa ivedi olarak Ekip Liderine bildirilecektir. Üç kişiden oluşacak olan Keşif Emniyet Timinin iki personeli hedef bölgesi dışında, bir personeli ise içeride (cami avlusu ve cami içerisinde) keşif yapacaktır. Dış keşifte; bir personel camiin yakın çevresinin keşfini (Cami avlusu yakın çevresi) diğer personel ise uzak keşfini (Cami 500 m. Çevresi) yapacaktır. Hedefte tahrip, cep telefonu düzenekli patlayıcı ile gerçekleştirilecek, patlayıcı madde aynı bir ekip tarafından hazırlanacak ve faaliyetin icra tarihinden bir gün önce Taarruz Tim komutam tarafından teslim alınacak ve faaliyet zamanına kadar Tahrip Unsuru tarafından eğitim ve provaları yapılacaktır.”

Çarşaf‘ın devamında şöyle deniliyor: “Tahrip düzeneği Cuma namazının farzının kılınmasını müteakip patlatılacaktır. Tahrip düzeneğini patlatacak Taarruz timi en geç S saatinde yerlerini almış olacaktır. Taarruz timi icra edeceği faaliyetin provasını bir gün önceden aynı saatte aynı mekânda yapacaktır. G günü sabah S-2 saatinde tüm hazırlıklar yapılmış ve malzemeler alınmış olarak hedef bölgesine hareket edilecek, (hedef bölgesi ve civarı G günü kalabalık olacağından) araçlar tenha bir yerde park edilecek ve hedef bölgesine yaya olarak yaklaşılacaktır. Keşif Emniyet Timi hedefte son keşfini yapmasını müteakip Emniyet görevi için tertiplenecek Keşif Emniyet -A Camiinin kuzeyinde, Keşif Emniyet -B camiinin güneybatısında Keşif Emniyet-C Camiinin güneydoğusunda hedef bölgeyi gözlemleyecek şekilde yerleşecektir. Keşif Emniyet Timinin yerleşmesini müteakip Taarruz Timi yerini alacaktır.

Tahrip düzeneği bir çanta içerisine yerleştirilmiş olarak Tahrip -A tarafından camii içerisinde caminin iç kısımlarındaki cemaate yalan ayakkabılığa bırakılacak kendisi de cami çıkışında kapıya yakın bir yerde yerini alacaktır.

Keşif Emniyet Timi en geç S saatinden 10 dakika evvel yerleşmiş olacaktır. Tahrip düzeneğini patlatacak Taarruz Timi en geç S saatinden 5 dakika önce yerlerini almış olacak, faaliyet Cuma namazının farzının kılınmasından sonra icra edilecektir. Tahrip-A farzın kılınmasını müteakip süratle camiden çıkacak ve “Tahrip Hazır” işaretini verecektir.

Tahrip-A’nın camiden çıkmasını müteakip avluyu terk etmesi “Tahrip Hazır”, camiden çıkmayı müteakip avluda şadırvanda ellerini yıkaması ise “Tahrip İptal” işareti olacaktır. Tahrip -A’nın “Tahrip hazır işaretini” gören ve camii avlusunda bekleyen Tahrip-B, camii avlusundan çıkıp 300 m. kadar uzaklaştıktan sonra ilgili telefon numarasını arayarak tahribi gerçekleştirecektir. Tahrip timi patlamayı müteakip bölgeden süratle sıyrılacaktır. Patlama esnasında; Kayıt -A camii üst katından, Kayıt-B camii alt katından patlama anını ve sonrasında oluşan panik havasını çekecek, patlama sonrası önce camii avlusunda toplanan ve sonra ana caddeye intikal ederek caddeyi kapatan öfkeli kalabalığın camii avlusunda toplanmasını ve caddedeki eylemlerini hem Kayıt-A hem de Kayıt-B birbirlerinden bağımsız ayrı noktalardan üzerlerindeki video kayıt cihazlarıyla kaydedeceklerdir. Kayıt timi (Kayıt-A ve Kayıt-B) kaydettikleri görüntü kayıtlarını Keşif Emniyet Tim Komutanına teslim edecek ve müteakiben bölgeyi geldikleri araçlarla terk edeceklerdir. Keşif Emniyet Tim Komutanı söz konusu görüntüleri ivedi olarak internet üzerinden yayılmasını sağlayacaktır. Patlamayı müteakip oluşan kargaşadan da istifadeyle cami içerisindeki Tahrik timinden Tahrik-A bir kısım radikal Fatih esnafı içerisine sızdırılmış Tahrik-B ile irtibata geçecektir. Tahrik- A ve Tahrik-B irtibatlı bulundukları ve halkın içerisine sızmış bulunan provokatörleri harekete geçirecek. Böylece Cami cemaatinin, çoğunluğunu Fatihli esnafın oluşturduğu öfkeli radikal grupla ana cadde üzerinde birleşmesi sağlanacaktır. Yapılacak manipülasyonlarla öfkeli grubun yaşananları irticai söylemler ve sloganlar eşliğinde protesto etmesi sağlanacaktır. Faaliyetin icrasından sonra; Tahrip unsuru tahribi müteakip, Kayıt Timi kayıtlarını tamamlamalarını ve Keşif Emniyet tim komutanı ile buluşmayı müteakip yaya olarak ayrı güzergâhlardan arabalarını park ettikleri bölgeye intikal edecek ve kendi araçları ile bölgeden uzaklaşacaklardır. (Tahrip unsuru bir araca, Kayıt timi diğer araca binecek şekilde).

Faaliyet sonrası durum, trafik sıkışıklığı, yol kapaması, arama ve bunun gibi sebeplerle araçlı intikale imkân vermediği takdirde, unsurlar yaya olarak ayrı ayrı güzergâhlardan toplu taşım araçlarını kullanarak “emin ev” de buluşacaklardır.”

Ekip Lideri ve ekibi tarafından; Fatih esnafı içerisinde yer alan ve dini grup cemaatlerle faaliyet içerisinde olan şahıslarla irtibat çok dikkatli kurulacak, içeriden yürütülecek propagandanın çerçevesi operasyon öncesi bildirilerek yönlendirilecektir. Faaliyette kullanılacak tahrip düzeneği başka bir Ekip tarafından temin edilecek ve üst komutanlığın yapacağı koordine neticesinde, emredilecek yer ve zamanda Tahrip Unsur komutanına teslim edilecektir.

Konulacak malzemenin ölümden daha çok yaralanmaya sebep olacak şekilde hazırlanması sağlanacaktır. Cami ve çevrede bulunan kameraların durumu tespit edilecektir. TV’lerde canlı yayına bağlanarak fikir ifade edebilecek olanların tespiti ve yönlendirmesi Ankara’dan yapılacaktır.”

“Operasyon Ekip Lideri tarafından yönetilecektir. Ekip lideri Tahrip Timinde Tahrip-B görevini icra edecek, görevi müteakip, faaliyetleri hedef bölgeye hakim bir noktadan takip ve kontrol edecektir. Ekip lideri etkisiz hale gelmesi durumunda Tahrik Tim Komutanı (Tahrik-A) emir komutayı alacaktır. Operasyon esnasında muhabere, emniyetli cep telefonları ile sağlanacaktır. Operasyon timinin cep telefonları evlerinde ve eşlerinde olacaktır. Operasyon günü için kullanılacak cep telefonlarını Keşif Timi temin edecek aynı gün sabah tüm telefonlar personele dağıtılacaktır. Sadece ihtiyaç olduğu takdirde telefonlar kullanılacaktır. Olayı müteakip cep telefonları kapatılıp Keşif Emniyet Tim Komutanına geri teslim edilecektir. Operasyonda kiralık araçlar kullanılacak ve araçlar kiralanırken gerçek isimle kayıt yapılmayacaktır.”

Bu haber TARAF gazetesinde ilk defa yayınlandığında toplumun büyük bir kesimi “hadi canım oradan, asker böyle bir şey yapmaz” şeklinde tepki gösterdi.

Diyelim ki böyle bir saldırı gerçekleşti ve yüzlerce insan öldü. Bu kime ne kazandıracaktı? Öncelikle halk galeyana getirilecek sokaklar bir an da karışacaktı. Üstelik bu eylem planlarına Sakal ve Çarşaf adının verilmiş olması da sanki ortada irticai bir kalkışma var da ordu da bu işi bastırmak için sokağa çıktı havası uyandıracaktı. Fakat FETÖ’nün asker kılıklı köpekleri bir nedenle bu eylemi hayata geçiremeyince, hazırlanmış olan planlar “bu kadar emek verdik bari iyi bir şeye vesile olsun” düşüncesiyle Baransu üzerinden kamuoyuna servis edildi ve Ordu içerisindeki FETÖ harici subaylar tasfiye edildi.

Eylem planlarında yer alan bazı cümleleri dikkatlice okumak gerekiyor. Örneğin bombalar patlatıldığı anda eylem timi içerisindeki kişilerce kaydedilen sıcak görüntülerin internet üzerinden kamuoyuna hızlıca servis edileceği, “Keşif Emniyet Tim Komutanı söz konusu görüntüleri ivedi olarak internet üzerinden yayılmasını sağlayacaktır.” şeklinde kaleme alınmış.

Patlamaları gerçekleştirecek askerlerin ise olay yerinden hızlıca uzaklaşıp, farklı güzergâhları ve toplu ulaşım araçlarını kullanarak “emin ev” olarak isimlendirilen mekânlara gitmesi istenilmiş. “Emin ev” olarak isimlendirilen mekânlar, FETÖ yapılanmasınca beyni iğdiş edilmiş mankurtların yetiştirildiği “ışık evleri” değil midir?

Olayla ilgili olarak, “TV’lerde canlı yayına bağlanarak fikir ifade edebilecek olanların tespiti ve yönlendirmesi Ankara’dan yapılacaktır” şeklindeki ifade ise FETÖ’nün uygulamalarına tıpatıp benzemiyor mu?

15 Temmuz darbesi yaşandığı anda FETÖ’nün yurtdışındaki TV kanallarına konuşmacı olarak katılan “stratejist”, “profesör”, “bilim adamı”, “analist”, “ünlü düşünür”, “kanaat önderi”, “ünlü gazeteci”, “değerli kalem” şeklinde lanse edilen bir takım cemaat mensupları açıklamalar da bulunmadılar mı?

Balyoz ve Çarşaf eylem planları içerisinde yer alan “görüntülerin internet üzerinden paylaşılması” hususu ise 17/25 Aralık 2013 Yargı ve Emniyet Darbesi sırasında FETÖ mensubu polis, hakim ve savcıların gizli kalması gereken operasyon bilgilerini dakikalar içerisinde “FUAT AVNİ” isimli sosyal medya ağı başta olmak üzere Samanyolu, Bugün TV ve Kanaltürk gibi cemaatin yayın organları üzerinden tüm dünyaya servis etmesine ne kadar benziyor değil mi?

Yine aynı şekilde

Beyazıt ve Fatih camilerinin bombalanması projesinin hayata geçirilmiş halini 15 Temmuz Darbesi sırasında yaşamadık mı?

Asker üniforması giyen FETÖ mensubu eli silahlı alçak şerefsizler, devletin tank ve uçaklarını kullanarak Türk halkının üzerine ateş açmadı mı?

Allah inancından yoksun “dinsiz” FETÖ mensupları, 15 Temmuz darbesini başarıyla ifa etmiş olsalardı, Balyoz ve Çarşaf darbe planlarında düşündüklerinin kat be kat fazlasını icra edecek, birkaç ay içerisinde milyonlarca insanı ortadan kaldıracak, “badem bıyıklı” altın nesillerini işbaşına getireceklerdi.

Bu arada ortada ne solcu ne sağcı, ne milliyetçi ne muhafazakâr, ne ateist ne lâik, ne sosyalist ne komünist bir tek tane zıt fraksiyon mensubu kendine yaşama sahası bulmayacak, FETÖ yapılanmasının geleceğini tehdit edebilecek herkes ortadan kaldırılacaktı.

15 Temmuz gecesi Allah Türk milletinin yüzüne baktı.

FETÖ yapılanmasını ortadan kaldırma hususunda zaafiyet gösterme lüksümüz kalmamıştır. Ya bu “badem bıyıklı mankurtları” biz ortadan kaldıracağız, ya da onlar bizi.

 

Dr. Mehmet Hakan SAĞLAM

Bunada Bakın

SİZLER; MUSTAFA KEMAL’İN DEĞİL ASKERLERİ, İTİNİN PİSLİĞİ BİLE OLAMAZSINIZ…

(Article 258 – 05.09.2019) Son dönemde Türkiye’de yaşanan bazı olaylar toplumun giderek kutuplaştığını ve bu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hacker Blog Hack Haber